Geçtiğimiz hafta sonu, Almanya’nın masalsı kasabalarından biri olan Rothenburg ob der Tauber şehrini ziyaret ettik. Bu özel günün bizim için çok daha anlamlı olmasının bir nedeni de, iki çocuğumuzla birlikte ilk kez oraya gitmiş olmamızdı. Bir önceki ziyaretimiz 1 aylık evli çiçeği burnunda bir çift olaraktı. Rothenburg, şüphesiz her mevsim etkileyici bir atmosfere sahip, ancak Noel dönemi geldiğinde tam bir küçük şenlik alanına dönüşüyor.
Yıllar önce Bünyamin'le yaptığımız ziyaretin güzel anılarını hâlâ saklarken, bu kez çocuklarla birlikte olmak kasabanın bambaşka bir yüzünü keşfetmemizi sağladı.
Rothenburg’daki Keşfimiz
Ziyaretimizde ilk durak Käthe Wohlfahrt’ın Noel Müzesi oldu. Bu müzeye adım atar atmaz kendinizi bir anda eski dönemlerin ışıltılı dünyasında buluyorsunuz. İşlemeli cam süsler, geleneksel Alman Noel pazarlarının zarif objeleri ve etkileyici dekora hayran kaldık. Çocuklar ise rengârenk parlayan süslerle büyülendi.
Hediyelik eşya dükkânları ve Teddyland (peluş oyuncak mağazası) da kesinlikle uğranması gereken yerlerdi. Çocuklar bu dükkânlarda adeta bir rüya âlemine dalarken biz de çocuklara hatıra kalabilecek birer hediye almanın keyfini yaşadık.
Noel Pazardaki Lezzetler
Noel pazarı, hem göze hem de damağa hitap eden ürünleriyle hem bizi hem de acıkan karınlarımızı tatmin etti. Glühwein, kestane, patates kızartması (pommes), Lebkuchen ve Langos bizim Noel pazarı favorilerimizden. Yiyeceklerin tadına bakarken, pazarın mis gibi baharat kokuları ve cıvıltılı ambiyansı bizi büyülemeye devam etti.
Biz pek sevmesek de Rothenburg'un meşhur Schneeball (kar topu) tatlısını da denemenizi tavsiye ederiz. Tarçınlı, kakaolu, hindistan cevizli, kremalı gibi onlarca çeşidi var. 2024 fiyatları 3,5-6 euro arasında değişiyordu. Benim için tatlı bu kadar kuru ve hamurumsu olmamalı. O yüzden pek sevemedim. :)
Çocuklarla Rothenburg Deneyimi
Kilisenin yanındaki atlı karınca, çocuklar için unutulmaz bir deneyim oldu. Ali ve Aden'in yüzlerindeki heyecan her şeye değerdi. Atlı karıncanın hemen arkasındaki restoranda biz de mola verdik. Meydana biraz yukarıdan bakmak keyifli oluyor.
Rothenburg’a Gidişimiz
Biz, Aden'in Almanya'da ilk defa trene binme deneyimini yaşaması için evimizden (Ingolstadt) trenle Rothenburg'a gitmeye karar verdik. Bayern Ticket alıp 2,5 saatlik bir yolculuk niyetiyle yola çıktık. Ama aktarmalardaki gecikmelerle 4,5 saat yol yapmış olduk. Ama moral bozmak yok, bu kadar olmasa da tahmin ediyorduk. Türkiye'den gelecekler için Almanya'daki tren gecikmelerine hazırlıklı olun demek istiyorum. Kasabanın tarih kokan dar sokakları, rengârenk evleri ve samimi atmosferi, her yaştan insana hitap eden büyülü dünyası yolda çekilen her türlü eziyeti unutturuyor. :)
Kisa bir özet:
Her yerde yazdığı için çok detay vermeden gezilecek yerleri ve şehrin tarihini kısaca şuraya iliştiriyorum:
Şehir, Tauber Nehri'ne bakan bir plato üzerine kurulmuş. "Rothenburg" adı ile ilgili olarak, nehrin arkasında bulunan evlerinin çatılarındaki kırmızı renge atıfta bulunarak, Almanca Rot (Kırmızı) ve Burg (Kale) anlamına geldiği söylenmektedir. Kısaca, Rothenburg ob der Tauber ismi Tauber Nehri'nin üzerindeki kırmızı kale anlamına gelmektedir. Almanların zaten iki kelimeyi birlikte kullanarak yeni bir kelime yaratmaları çok meşhur.
Eğer siz de hem kendiniz hem de çocuklarınız için unutulmaz bir gün geçirmek istiyorsanız, Rothenburg ob der Tauber şehri rotanıza olmalı. Hele ki Noel dönemi yakınsa, bu masalsı kasabada yaşayacağınız anılar ömür boyu unutulmayacak türden.
Das Plönlein: Bu şehri anlatan hemen her fotoğrafta bu evi görebilirsiniz. Burada bir anı fotoğrafı çektirmediyseniz Rothenburg'a gittik diyemiyormuşsunuz. :)
Marktplatz und Rathaus: Her Alman şehrinde olduğu gibi Belediye Binası ve önündeki büyükçe meydana yol sizi kendiliğinden götürecektir.
Stadtmauer und Türme: Şehir surları ve kapıları da şehri gezerken ara ara karşınıza çıkacaktır. Ara ara surlara çıkan merdivenleri göreceksiniz. Ücretsiz olarak surlara çıkıp şehri biraz da yukarıdan gezebilirsiniz. Eski şehir manzaralarıyla güzel açıları yakalayabilirsiniz.
Rothenburgs Mittelalterliches Kriminalmuseum: Ortaçağ Suç Müzesi'nin ziyaretçisi çokmuş ama biz iki seferde de ziyaret etmedik. Hemen yanından geçince ulaşacağınız şehrin tepesindeki vadi manzarası daha bir bizlikti.
Deutsches Weihnachtsmuseum: Yukarıda da bahsettiğimiz bu müze yılın 12 ayı açık. Müzeyi gezmeseniz bile dükkânın içini gezmeyi sakın atlamayın. Şayet dükkânın içi bile müze niteliğinde.
Bizden bu kadar :) O halde keyifli seyahatler!
Almanya'da yasam ile ilgili diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Instagramda bizi takip etmeyi unutmayin.
Comentários